Camandıra Çiftliği’nin Tarihçesi

Camandıra Çiftliği’nin bulunduğu yer geçmişte yer yer bataklıklarla, sazlıklarla kaplı bir taşkın alandı. Hatta bataklıklar o kadar çoktu ki, ovanın bir çok yerinde beğlik (sultana, devlete ait) susığırlarına (mandalarına) bakmakla görevli köyler vardı. Nitekim, 1908 yıllığında Mihaliç’e bağlı “Susığırlığı Cennetliği” adı verilen bir yerleşim yerinden söz edilmektedir.

Abdülcelil Ağa ve 2 kardeşi  Makedonya’dan getirdikleri canlı hayvan sürülerini satarak  Camandıra ve Poyrazbahçe Çiftliklerini satın alırlar. Abdülcelil, Kör Süleyman Ağa’nın oğludur. Süleyman Ağa, Enderun’a alınmış ve yeniçeri ağalığına kadar yükselmiştir. Zaman içinde yozlaşmış ve devlete zararlı bir kurum haline gelmiş olan Yeniçeri ve Kapıkulu Ocakları’nın II. Mahmut tarafından kışlaları topa tutulmak suretiyle ortadan kaldırılması olayında (Vak’a-i Hayriye, 15 Haziran 1826) gözünden yara alır, bu nedenle “Kör” lakabıyla anılır.

Galip Paşa’nın yaptırdığı çiftlik binası

Abdülcelil Ağa’nın 3 oğlu olur. Molla Osman,Molla Ömer ve Hasan Ağa. Bunlardan Molla Osman’ın 3 oğlu, 3 kızı olur. Galip, Mustafa, Kerim, Gülsüm, Hasibe ve Habibe. Molla Osman ve Molla Ömer babalarında önce vefat edince çiftliği Hasan Ağa devralır. Daha sonra da mülkiyet yeğenleri Galip, Mustafa ve Kerim’e geçer.

1929 yılında, Galip Paşa’nın varislerinin sahibi olduğu 9000 dönümlük Poyrazbahçe Çiftliği, 60.000 TL karşılığında “topçeker beygirlere kültürel çayır yetiştirmek” gerekçesiyle istimlak edilerek bu günkü 98.730 hektarlık büyüklüğüne ulaşmıştır. Karacabey Harası 8 Haziran 1984’te çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM) bağlanmıştır.

Galip Ağa, Camandıra Çiftliği’ne 1903’lü yıllarda, bugün bile hala ihtişamını koruyan çiftlik binasını yaptırır.  Binanın planını Dolmabahçe Sarayı’nın mimarı çizer, inşaatı da Macar ustalar yapar. Galip Ağa, 20 Mayıs 1324/1908’de üçüncü rütbeden büyük Osmanlı nişanı ile “Paşa” ünvanını alır. Soyadı Kanunu çıktığında Galip Paşa’nın ailesi “Üstün”, kardeşi Kerim Bey “Erkal”, diğer kardeşi Mustafa da “Üstünkal” soyadlarını alırlar.

Mustafa Üstünkal’ın Vehbi ve Rüveyde adında iki çocuğu oldu. Kızı Rüveyde, o da bir Arnavut olan Balıkesir’li Rasim Çağan ile evlenir ve Rasim Bey’in Balıkesir’deki çiftliklerinde yaşamaya başlar. Rasim Çağan Kuvay-ı Milliye’ye katılır ve sonrasında esir düşüp Yunanistan’a gönderilir. Yunanistan’dan hasta olarak ve borç içinde döner, Balıkesir’deki çiftliği satmak zorunda kalır. Sonrasında Camandıra çiftliğine yerleşirler ve Rasim Bey çiftliğin yönetimini üstlenir.

Çiftin Mebruke, Ali İhsan, Orhan ve Ayfer adında 4 çocuğu olur.

Ali İhsan ve Orhan Çağan’ın 1954 yılında aldıkları ve Rasim Çağan tarafından yenilenen Jeep marka arabaları

Rasim Çağan’ın 1945 yılında erken vefatından sonra çiftliği aile adına oğulları Ali İhsan ve Orhan Çağan işletmişlerdir. Bu iki kardeş 2007 yılına kadar büyük bir uyum içinde çalışmıştır. Karacabey’liler onları hiç ayrı görmemiştir. Önceleri inek ve koyun beslerlerken, sonrasında tarıma ağırlık vermeye başlamışlardır. Seneler boyunca pamuk, pancar, karpuz, çeltik, buğday, ayçiçeği, domates, mısır ekilmiştir.

2007 yılında Ali İhsan Çağan’ın vefatından sonra, Orhan Çağan çiftliği yönetmeye devam etmiştir. 2009 yılında Ali İhsan Çağan’ın oğlu Mustafa Çağan ve Orhan Çağan’ın oğlu Rasim Çağan meyve yatırımını gerçekleştirerek Camandıra Meyve’yi kurmuşlar ve babalarının geleneğini sürdürerek uyumlu bir çalışma ile meyve işini uluslarası standartlarda geliştirmişlerdir. 2016 yılında Mustafa Çağan ve 2018 yılında Orhan Çağan’ın vefatlarından sonra çiftliği Rasim Çağan önderliğinde yeni nesil yönetmektedir.